Radyo Hacettepe olarak 3 kişilik geniş bir deney grubu
ile laboratuar ortamında titizlikle yaptığımız araştırmanın sonuçlarına göre,
üniversitede eğitim gören kişi veya kişilerin %33’ü (ki bu deney grubumuzdaki 3
kişiden 1’i oluyor...) “bu sene kesin
gezeceğim ayları” olarak nitelenen Temmuz-Eylül
ayları arasında bir gezi planlıyor. Planları yapılmaya başlanan bu gezinin
pusulası genel olarak Avrupa’ya
yöneliyor ve şüphesiz ki Avrupa’ya yönelen her pusula da bilir ki ülkemizde
hasret olduğumuz demiryolu,
Avrupa’yı karış karış gezmenin göreli olarak en ucuz ve genel olarak en pratik
yoludur.
Biletlerimi
istediğim zaman alırım, aldığım kadar öderim.
Gitmeden önce
Avrupa haritası öne koyulup bakılır, nerede demiryolu var nerede yok, olmayan
yer neden yok, “neden her yerde
demiryolu var?” gibi soruları kişi kendisine sorar ve rotasını belirler.
Ardından maliyet için bir düşünme ve
araştırma aşaması başlar. Avrupa’da yetişkin bir şehirden sınırını paylaştığı
başka bir şehre demiryolu ile gitmek için ortalama 60- 80 Euro ödenir, bu fiyat trenin
konforuna, bilet aldığınız tarihe
ve en önemlisi burcunuzun o ayki
konumuna göre değişiklik gösterir.
Verdiğim bu gizli bilginin ardından “E ama bu biletler
pahalıymış?” diyen kimseyi duyamıyorum, belli ki herkesin beklediği oldu fakat
biletlerin pahalı oluşu bizi bu yazıda pek de ilgilendirmiyor. Çünkü halk
arasında Interrail olarak
adlandırılan pass bileti alarak tüm
Avrupa ülkelerindeki tüm trenlere bilet süremiz ve biletimizin kapsamı boyunca huzur ve şevkle binebiliyoruz.
Interrail nedir, ne değildir?
Ünlü bir yazarın “herkesin
bildiği şeyler için iki paragraftır yeterli olan, hani uzuyorsa da üç olsun”
sözünü referans alarak “Interrail nedir,
ne değildir?” sorularına doğru yanaşmak isterim. Öncelikle Interrail’ın ne
olmadığını netleştirmek isterim: Interrail bir
program değildir, Interrail tüm tren
ücretlerinin bilete dâhil olması demek değildir, Interrail bir tur şirketi hiç değildir.
Bir
husumet bin nasihatten asla iyi olamaz!
Interrail planı
dendiğinde akla birbirini destekleme oranı kutupların yer değiştirme oranına
eşit olan nasihatler ve öneriler gelir.
Plan yapmadan, her şey netleşmeden önce sözlükler, forumlar -bir sonuç
alınamayacağı bilinse de- ansiklopediler incelenir, türlü öneriler görülür. Şayet
tüm bu önerilere göre bir plan yapılacaksa yanımızda buz kıracağından dörtlü
zigon sehpaya, orta ölçekli bir evin
çoğu ihtiyacını karşılayacak şekilde bir çanta hazırlamamız gerekecektir.
Bu sebeple bu yazı eser miktarda dahi olsa öneri içermemektedir, bilgilendirmek
şöyle dursun akılları bulandırmayı şiar edinmiştir!
Bu başımıza gelen Inter değil...
Tatile çıkacak olanlara bir önerimiz olmayacak demiştim fakat
yakınlarına bir önerim olabilir.
Evden uzaklık arttıkça beklenmeyen şeylere karşı tedirginlik artıyor. Bu yüzden
yakınlarından biri Interrail’a katılacak birisi blogumuzu okuyorsa, bahsi geçen
gezginin “tek çantaya fizik kanunlarını
hiçe sayarak ne kadar çok eşya yerleştirebilirim?” düşüncesiyle hazırladığı çantadaki şeylerin
yarısını iz bırakmadan çıkarmasını
tavsiye ederim. Hem bu yapılan değişiklik bahsi geçen kıyafetler zaten
giyilmeyeceğinden asla fark edilmeyecek, hem de bu iyiliği yapan kişi olarak
kendinizle ömür boyu olmasa da 3 aylık bir kıvanç duymakta da haklı
olacaksınız.
Yaşadığım en heyecanlı anlardan biriydi! |
Hiç
kimsenin, Avrupa’nın bile böyle büyük hazırlıkları olmadı!
Hazırlık genel
olarak tatilin süresinden üç ay önce başladığı için bu zamanlama gerçekten kimi
bünyelere gün saydırabiliyor. Gün
sayarken tatil esnasında gidiş-dönüş için hava
yolu kullanma fikri genelde akıllıca oluyor ki Avrupa’da Interrail
biletinin süresini ya da kapsamını kısa tutup 1 Euro seviyesinde bile bulunabilen uçak biletleriyle birkaç rotayı da hava yolu ile aşabiliyoruz.
----- Yazının bu kısmı kısa bir
spoiler içermektedir -----
Avrupa kendi içinde
farklılıklara sahip bir yer. Eğer İngilizce
biliyorsanız, kimi ve çoğu ülkede kendinizi
evinizde gibi hissedip, sorun yaşayamayıp kimi yerlerde bulunulan ülkenin
yerel dilinin “ses yükselterek zihin
açma” tekniğiyle size öğretilmesine şahit olabilirsiniz.
Gezi süresince yapılan Euro/TL oranlamaları sayesinde herkes
içinde saklı tuttuğu matematik dehasını
dört işlem seviyesinde ortaya çıkarma fırsatı buluyor, kendini tanıyor.
Bir veterinerin Avrupa’ya
yaptığı ilk ziyaretini anlattığım “Şaşkınlığın
Dayanılmaz Hafifliği” kitabımda da belirttiğim gibi kendi kendine işleyen ve
sakin bir düzen şaşkınlık yaratabiliyor fakat bu şaşkınlığın alışkanlığa
dönüşmesi pek de uzun sürmüyor.
----- Spoiler bitişi -----
Interrail
konusunda bir öneri verecek olsaydım bu öneri asla “Yerin kulağı var” olmazdı, iyi
ki de değil...
(Unutmadan, şayet yazının bu
kısmına ulaştıysanız bunun karşılığı şarkının sonuna yetişen bir fon olmalı!
http://www.youtube.com/watch?v=aQpsI2QrAO8)
http://www.youtube.com/watch?v=aQpsI2QrAO8)
Gezip görecekleriniz sizin
olsun ama bize yine gezip gördüklerinizi anlatın!
Sevgi dolu saygılarımla,
Tansel Erdem Yılmaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder