‘Eşik’
adlı albümünü geçtiğimiz Aralık ayında çıkaran 1983 doğumlu, evli ve 1 çocuk
annesi ‘Görkem Gür’, ben Deniz Damla Ünsal’ı ve Özen Pelin Duran’ı çok sıcak bir şekilde evinde
ağırladı. Daha önceden ‘Şarap’ adlı bir grupta vokalist olan ‘Görkem Gür’ ile çok
da hoş olan bir röportaj gerçekleştirdik ve sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Umarız sizler de okurken bu tatlı bayanın sevgi dolu kişiliğini biraz daha
yakından tanıma fırsatı yakalarsınız. Ayrıca gerçekten albümdeki tüm şarkıları
dinlemenizi tavsiye ediyoruz. Özenle seçilerek yapılmış bir albümle ve inanılmaz
bir sesle karşılaşacağınız kesin.. Öyleyse röportaja geçelim :) :
*Deniz: Öncelikle merhaba. Teşekkür ederiz
bizi kabul ettiğiniz için.. J
- Görkem: Ben teşekkür ederim asıl
geldiğiniz için, burada olduğunuz için..J
*Deniz: Müziğe daha ilkokuldayken başladınız. Bir yarışmaya
katıldınız ve 1. oldunuz. Bunun tam hikayesi nedir? Öğrenebilir miyiz acaba?
- Görkem: Bunu
sanırım web sitemdeki biyografimden dolayı soruyorsun. Orada geçiyor aslında
ama çok büyük bir yarışmadan
bahsetmiyoruz. Teknik açıdan baktığımda çok büyük bir başarı değil belki ama
benim için şöyle büyük bir anlamı var. Koroya girme amacım sadece şarkı
söylemeyi seviyor olmaktı, bir iddiam yoktu. Ama o yarışmada birinci olduğum
zaman fark edildiğimi anladım. Bu benim için müzikal anlamda çok teşvik edici
bir adım oldu açıkçası. Her şeyin başlangıcı olduğu için de web sitemde de
bundan bahsetmeyi uygun buldum. Yoksa çok büyük bir yarışma değil, anlamı büyük
sadece..
*Deniz: Peki,
sesinizi keşfetmenizin ardından müzik açısından neler yaptınız?
- Görkem: Koro
çalışmalarıyla birlikte müziği daha detaylı yaşamaya başladım. Gitar
dersleriyle hız kazandı bu yolculuk. Farklı gruplarla, farklı müzik türleriyle
tanışmaya başladım. Aslında gitarı elime aldıktan hemen sonra rock müzik girdi
hayatıma. Ki bu yolculuğumun asıl kısmını oluşturuyor. Orta okuldan sonra lise
gruplarıyla çalışmalarım oldu. Devamında da bir dönem bas gitar aşkım başladı.
O dönem vokalistliği geri plana atıp bas gitar çalmaya başladım ama sonra yine
vokalistlikte buldum kendimi. Üniversitedeki durumu da zaten ‘Şarap’tan dolayı
biliyorsun.
*Deniz:
Hacettepe Üniversitesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı okudunuz. Hiç Müzik Bölümü
okumak istemediniz mi?
- Görkem: Yani
herhalde isterdim ama; benim o dönem açıkçası okumak için müzik yapma şansım
yoktu da, müzik yapmak için okuma şansım vardı diyelim. Ailenin talepleriyle
ilgili biraz. Üniversitede okurken bir yandan da müzik yapabileceğimi umarak,
ilgili olduğum bir alana, yani ‘Dil’e yöneldim. Severek de okudum, üstelik
müzik de yapmış oldum. O anlamda hedefime ulaştım. J
*Deniz: Daha
önceden, az önce de bahsettiğimiz gibi 'Şarap' adlı bir grupta yer alıyordunuz.
Ben de sizi o zamandan tanıyorum zaten. Bu grup nasıl kuruldu peki? Nasıl bir
araya geldiniz?
- Görkem: Hala
öyle yürüyordur işler sanırım, internette müzisyenlerin birbiriyle buluşmasına
olanak sağlayan bir site aracılığıyla irtibata geçip, birkaç stüdyo çalışması
yaptık. O enerjiyi yakalayacağımızı anlayınca da kendimizi sahnede bulduk. Zaten
uzun süre de inmedik o sahneden. Beraberce yıllarca çaldık. J
*Deniz:
'Şarap' bir süre Ankara'nın aranan gruplarındandı. Ama sonra bir süre müziğe
ara verdiniz. Bunun sebebi nedir?
- Görkem:
Aslında ‘Şarap’ın üyeleri değil de ben ara vermiş oldum. Onlar farklı gruplarda
müzik yolculuklarına devam ettiler. Benim o dönemki şartlarım aslında kısa
süreli bir ayrılığı gerektirmişti. Ama evlendim ve çocuğum oldu derken o süre
uzayıverdi. Yani plansız bir şekilde müzikten ayrı kalışım düşündüğümden daha
uzun sürdü. Oğlumun büyüyüşünü izlemek istedim bir süre. Sonra artık müziksiz
yapamayacağıma karar verdim. Bu arada kendimce tabii ki bir şeyler yaptım. En
azından bestelere devam etmeye çalıştım. Ama aktif bir müzikal hayatım olmadı.
Kayra biraz büyüdükten sonra dönmüş oldum. Bu arada albümde Şarap’tan yol
arkadaşlarım olan Ümit İşbilen (davul) ve Emre Can (gitarlar) da yer alıyor. J
*Deniz:
Klibiniz hangi şarkınıza çekildi ve ne zaman görebileceğiz bu klibi?
- Görkem: ‘Seni
Aşktan Öldürebilirim’e çekildi. Önümüzdeki haftadan itibaren de izlemeye
başlayacağız. J
*Pelin: Sizin
kendinizle özdeşleştirdiğiniz bir müzisyen var mı? Kimi kendinizi yakın
görüyordunuz, kimlerden etkileniyorsunuz? J
- Görkem: Beni
tanıyanlar herhalde bunu okuyunca çok güleceklerdir. Çünkü Cranberries
diyeceğimi beni tanıyan hemen herkes bilir. Öyle bir takıntım vardır. Büyüdükçe
Görkem artık vazgeç bu aşktan istersen, ortaokul geride kaldı diyenler çok olsa
da bu gönül bağı bir yerde.
*Pelin:
Gittiniz mi konserlerine? J
- Görkem: Hayır
hiç gidemedim. İstanbul’a geldiği dönemde kahrolmuştum o dönemki şartlar da pek
rahat olmadığı için gidemedim. Cranberries sevgim özdeşleştirme değil de bir
gönül bağı.. Bu soruyu sorunca aklıma o geldi.. Dinlediğim çok kişi var. Portishead,
Massive Attack, Björk, PJ Harvey gibi tanınmış klasikleşmiş isimler; Dream
Theater, Queen ya da Pink Floyd, Janis Joplin gibi efsaneler.. Rock müziğe
gönül vermiş herkesin dinlediği şeylerin dışında bu ara özellikle farklı, yeni
şeyler keşfetmek çok hoşuma gidiyor. Bir şarkıyı, bir grubu uzun süre
dinleyemiyorum bu sıralar. Bir süre sonra o şarkıyla tesadüfen bir yerde
karşılaşmak, onun heyecanını yaşamak bana daha büyük bir çoşku veriyor bu
yüzden.. Aslında kafam kadar karışık bir playlistim var diyebilirim.
*Pelin:
Peki Türkiye’de müziğinizi nerede görüyorsunuz?
- Görkem: Oo
çok zor soru.. Türkiye’de müziğimi nerede gördüğüm sorusunun cevabını gerçekten
veremem. Şu yüzden veremem; çünkü bana ne tarz müzik yapıyorsun dediklerinde
bile biraz düşünüyorum. Albümü dinlediniz. Şarkıların mizacı, tarzı ara ara,
küçük nüanslarla da olsa, birbirinden ayrılıyor. Kimi şarkılar daha rock iken,
kimi şarkılar da daha pop sound ile karşılaşabiliyorsunuz. Bunun böyle olmasını
biz istedik. Şarkıların çok da doğasıyla oynamak istemedik. Sanırım bu sorunun
cevabını süreç verecek ben değil. Beni dinleyenler beni bir yere koyarlarsa,
zamanla umarım o yerin adını o zaman verebileceğim ben de soranlara..
*Pelin:
Albümünüzün adı ‘Eşik’. Neden ‘Eşik’?
- Görkem: Eşik,
çünkü yıllar sonra müziğe bir albümle dönüyor olmak eşikten geçmek üzere atılan
bir adım demek. Sonrasını kestiremiyorum tabii, yani adım attıktan sonra
kendimi nerede bulurum, geri dönmek de ister miyim ya da bulunduğum yer
hayalimden küçük mü olur, aksine büyük olur da şaşırır mıyım bilmiyorum; ama
bir adım ve farklı bir yer olduğunu umduğum bir dünyaya adım. Yani böyle
anlatmaya çalışayım. Bir şeylerin, küçük ya da büyük, değişmesini umarak
atılmış bir adım olduğu için ‘Eşik’ dedik.
*Pelin: Peki
albümdeki favori şarkınızı öğrenebilir miyiz?
- Görkem: Klişe
cevap vermeyeyim ‘Onların hepsi benim bebeklerim’ diye; ama hepsini çok
seviyorum. Ama dinlerken ayrıca duygulandığım şarkı olan ‘Beceriksizin
Tekiyim’i söyleyebilirim.
*Pelin: Ondan
ben de çok etkilendim.
- Görkem: İlk yaptığım
bestelerden de biri. Bir anlamı ve hikayesi de olduğundandır belki. Ama
‘Lanetli Rapunzel’ de çok sevdiğim bir şarkı deyip, sonuna kadar kalan 10
şarkıyı da sayabilirim J Onun
için burada keseyim. J
*Pelin: ‘Cadı’,
‘Lanetli Rapunzel’ gibi fantastik bir hava var şarkılarınızda. Albüm kapağı da
bu fantastik havadan daha uzak, sade. Sanki bir sandalyeye oturmuş bu fantastik
dünyaya bakıyor gibi. Kapağı böyle tercih etmenizin özel bir nedeni var mı?
- Görkem: Evet
Cadı’, ‘Lanetli Rapunzel’ gibi şarkılar var bir yanda; ama bir yanda da çok
muzip şarkılar var, daha neşeli, fantastik olmaktan uzak.. Böyle olunca aslında
biraz da bir şeylerle oynamak gerekiyordu. Yani albümü alan bir insan kapağa
baktığı zaman ‘Cadı’ ve ‘Lanetli Rapunzel’den oluşan bir albüm bekleseydi
yanlış bir mesaj vermiş olurduk. Ondan biraz kaçındık açıkçası. O çeşitliliği
sunmak için böyle bir şey yaptık. Çok güzel söyledin sandalyeden o fantastik
dünyaya bakar gibi yorumun harika. Biraz öyle aslında bir şeyler var ama ona
bakıyorum, zaman zaman o olmaktan çıkıp, zaman zaman o oluyorum. Çok da yanlış
mesaj vermek istemedik. Dinleyicide albümün tamamına dair yanlış bir beklenti
oluşturmasın diye böyle bir kapak seçtik.
*Pelin: Bu fantastik dünyadan bahsettik, mesela
‘Beceriksizin Tekiyim’de ağaçlardan bahsediyorsunuz. Bir parça o şarkıda da
soludum ben o atmosferi. Bununla ilgili sizi etkileyen bir film, yazarlar,
eserler oldu mu?
- Görkem: Kitap okumayı çok severim.
Fiziksel gerçeklik algısına tahammül ediyorsanız, bunu tüm hayatınıza
yayabiliyorsunuz; ama tahammülünüzün olmadığı ya da zayıfladığınız noktalarda
kaçmak çok işinize gelebiliyor. O tür çok kitap okudum ama eğer bir kitap ismi
soracak olursan açıkçası pek aklıma gelmeyecektir. Çünkü kafam son dönemde daha
çok yeraltı edebiyatıyla haşır neşir. Daha çok izlediklerimden, hayallerimden,
belki çocukluktan... Masallara olan tutkum var.
*Pelin: İç dünyanızdan belki…
- Görkem: Evet evet. Yani şöyle bir şey
söyleyemem: Karşında fantastik dünyayla ilgili her şeye dair çok fazla şey
söyleyebilecek biri oturmuyor. Sadece ilgili; ama daha çok bu ilgisini
çocukluktaki hayal gücüne ve kaçmalarına borçlu bir insanım.
*Pelin: Yani biraz içinizdeki çocuktan
kaynaklanıyor.
- Görkem: Aslında evet temel olarak
onun hayal gücünden, onun kaçışlardan kaynaklanıyor.
*Deniz: Yaşanılanların hiç etkisi yok mu peki?
-Görkem: Tabii ki var. Zaten o kaçışlar
dediğim o gerçeklik algısını bozmaya, şeklini değiştirmeye çalışmalar da
yaşanmışlıklar üzerine kurulan bir çaba aslında. Zayıf olmama kaygısı zaten
insanı daha hayalci yapıyor belki. O yüzden tabii ki yaşanmışlıkların etkisi
var.
*Pelin: Peki albümde çok fazla aşk şarkısı gördüm
ben. Bu yazma süreci nasıl yaşanıyor?
- Görkem: Şöyle aşk temalı olmayan
şarkılar da çok. Kenarda bekletiyoruz onları. Bu albümün kaderi bu oldu bu 1.
2.’sine gelince, aşk çok güçlü bir duygu ve ben mutsuzken ya da umutsuzken daha
çok gitarımı elime alıyorum ya da mırıldanmaya başlıyorum. Aşk da bu anlamda manipüle
eden bir güce sahip. Belki tesadüf değildir hepsinin aşk şarkısı olması.
Umutsuzluğu da belki aşkın tetiklemesindendir.
*Deniz: Bizim sorularımız bu kadar. Ayrıca albüm
de gerçekten çok güzel olmuş, böyle şarkılar yaptığınız için ve dinlettiğiniz
için de çok teşekkür ediyoruz.
- Görkem: Ben de çok teşekkür ediyorum
beni dinlediğiniz için. Çok sevindim, beğendiyseniz ne mutlu bana.. Gerçekten
mutlu oldum, çok saolun.
*Deniz: Röportaj için de çok teşekkür ediyoruz.
- Görkem: Ben
teşekkür ediyorum ayağınıza sağlık, dinlediniz sabrınıza sağlık..
*Deniz: Ne demek severek dinledik J