Bu Yazı O Yazı Değil


“Bir insanın hayatına girmek kolaydır.” dedi.”Zor olan o insanın hayatında kalabilmektir.” diye de devam etti.Adamın suratına bakınca bişey göremiyosun.Normal insanlar gibi konuşuyo aslında ama “Ben senden biraz daha fazla yaşadım, engin tecrübeler edindim.” mesajını da veriyo çaktırmadan. Ben de alıyorum tabi o mesajı. Karşımdaki adamla baş edebilirim belki ama tecrübelerle baş etmeye çalışmak bile aptalca olur.Susup kafa sallıyorum.”Ah abi sen de olmasan..” demeyi de ihmal etmiyorum ki onu dinlediğimden emin olsun.

Ertesi gün tecrübeleri alıp çıkıyorum evden.Normalde kullanmadığım bi gömlek cebim var.Tecrübeleri oraya koyuyorum.Tecrübeleri sigarayla aynı cebe koyarsam sigaralar kırılıyo çünkü.
Sipariş edeni tarafından soğumaya terkedilmiş Çay. (Temsili)
Yolda yürürken olabildiğince konuya odaklanmaya çalışıyorum.Karşıdan gelen teyzenin bakışlarını görmezden geliyorum.Yanımda hızla geçen arabanın nereye gittiğini, neden acelesi olduğunu düşünmemeye çalışıyorum.Otobüs beklerken tecrübeleri kontrol edip tekrar gömlek cebine koyuyorum.Kalbim hızlı hızlı atmaya başlıyor.Kendinden büyük tecrübeleriyle hoşlandığı kızla buluşmaya giden ilk insan olabilirim.Bu, tecrübeler için küçük benim için büyük bir adım olabilir.
Buluşuyoruz.Mekan seçme konusunda da gittiğimiz mekanda oturulacak yer konusunda da umursamaz tavırlar takınıyoruz. Buluşmamızda ilk 10 dakikayı “Farketmez” diyerek harcıyoruz. Sonunda kendimizi garsonlara emanet edip onların istedikleri yere oturuyoruz. Sevilen müşterileriz artık. Siparişlerimiz gecikmiyor. Ben yapacağım konuşmaya kafayı takmışım. Şaka yapıp reaksiyon alamamak, garsonu çağırdığında umursanmamak gibi bi erkek için sıradan olan durumlar da tuz biber oluyo gerginliğime. Onun aklında ne var bilmiyorum ama o da sessiz. Zaten kimse bir erkekten bi kızın aklındakileri tahmin etmesini beklemiyodu.Orası ayrı.
Uzaklara bakıp çayları soğutuyoruz. İftar sofrasında ezan okunmasını bekleyen insanlar gibiyiz.Ben içimden dua ediyorum.Top patlasa da şu konuşma orucu bitse diye.
“Kulaklarım patlıyor sessizliğinden..” diye beliriyo Teoman.Yüz vermiyorum.
Soğuyan çayları tazeletip bi yudum alıyorum.Çay acı.Bugün de yarın düşündüğümde acı bi tecrübe olucak sanırım.Evren bana az önce çay yoluyla bi mesaj mı verdi diye düşünürken sonunda yapıyorum.”Nasıl gidiyo?” sorusuna tahmin edilebilir bi cevap aldıktan sonra konuyu istediğim yere getiriyorum.
“Hayatında ne olup bittiğini çok bilmiyorum.Tanışmamız biraz saçma ve ani oldu.Sonrasında da yeni tanışanlar için fazla olabilecek muhabbetlerimiz. Asıl mesele ben seni tanımaya çalışırken bana bu kadar temkinli yaklaşıyo olman. Hayatına bi şekilde girdim evet ama ben hayatında kalmak da istiyorum.Sana kendimi anlatmama izin ver. Senin için en iyisi olmayabilirim. Ama benle geçirdiğin vaktin diğerlerinden farklı olacağını sen de göreceksin.
Tüm bunları söylerken elim bi kez bile tecrübelere gitmiyor. Bir gün önce ne yapacağını bilemeyen ben içimdekileri döküp hafifliyorum. İhtiyacım olan da bu. Biraz daha özgürlük. Bana bi haller olmuş.Oluyor.
Uyandım. 
Saat sabahın dokuzu. 
Uykuya devam etmek isteyen gözlerime karşılık beynim rüyayı hatırlama gayretinde.
Hatırladım sonra.Kendime bi “aferim” dedim.
“Zaten başka türlü söylemezdin.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder